Altın Portakal bu yıl seyircileri için “Kırılmalar / Yansımalar” başlığıyla duvarlarımızı ve ön yargılarımızı sarsacak filmlerden oluşan özel bir seçki hazırladı.
Antalya Büyükşehir Belediyesi & Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) işbirliğiyle 4 – 11 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek 50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında yer alan “Kırılmalar / Yansımalar” programında, Almanya’dan Japonya’ya, Arjantin’den Slovakya’ya, dünyanın dört köşesinden yeni yapımlar sinemaseverlerle buluşacak.
Seçkide yer alan filmlerde; aile içerisinde yaşanan çatışmalardan yola çıkılarak genel bir resme ulaşılıyor. Filmlerdeki karakterler, hayatlarının beklenmedik bir anında karşılarına çıkan olaylar sonucunda, alıştıkları aile hayatının sağladığı güvenli bölgenin dışına çıkıp, gerçeklerle yüzleşmek ve yeni kararlar almak zorunda kalıyorlar. “Kırılmalar / Yansımalar”, bu yüzleşmeleri konu edinen öykülerle toplumun genelindeki çatışma ve gerilimlere ışık tutuyor.
Avrupa, Asya ve Latin Amerika’dan yeni yapımlar
Usta yönetmen Hirokazu Koreeda’nın Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü kazanan filmi “Like Father Like Son – Benim Babam Benim Oğlum”;
Arjantin sinemasının ödüllü yönetmeni Santiago Loza’dan bir orta sınıf ailenin yüzleştiği çatışmayı konu alan “La Paz”;
Avrupa sinemasının genç yönetmenlerinden Mira Fornay’ın Rotterdam Film Festivali’nden En İyi Film ödüllü, ana karakterinin önyargılarıyla yüzleşirken yaşadığı çevre ile olan çatışmalarını konu alan son filmi “My Dog Killer”;
İlk uzun metrajlı filmi “Extraño” ile Rotterdam Film Festivali’nde En İyi Film ödülü alan Stephan Lacant’ın, hayatına yön vermeye çalışan genç bir adamın öyküsünü perdeye taşıdığı son filmi “Free Fall”;
Avrupa sinemasının genç yönetmenlerinden Anne Zohra Berrached’in gerçek bir öykü üzerine kurulan senaryosuyla, aile ve ilişki kavramlarını sorgularken toplumsal önyargılara odaklanan ilk uzun metrajlı filmi “Two Mothers”;seçkide yer alan ve Altın Portakal Festival izleyicisi ile buluşmayı bekleyen filmler.
Like Father Like Son – Benim Babam Benim Oğlum, Hirokazu Koreeda, Japonya, 2013, 120’
Usta yönetmen Hirokazu Koreeda’nın Cannes Film Festivali’nde Jüri özel Ödülü kazanan filmi “Like Father Like Son – Benim Babam Benim Oğlum”da, varlıklı bir iş adamının altı yıldır aslında bir başkasının oğlunu büyüttüğünün farkına varmasıyla dünyasının paramparça oluşu anlatılıyor.
Fragman: https://vimeo.com/album/2504808/video/73212358
La Paz, Santiago Loza, Arjantin, 2013, 73’
İlk uzun metrajlı filmi “Extraño” ile Rotterdam Film Festivali’nde En İyi Film ödülü alan Santiago Loza’nın son çalışması “La Paz”, psikiyatri kliniğinden yeni çıkan Liso’nun Bolivyalı hizmetçileri Sonia ile kurduğu dostluğu, sorunlarını görmezden gelen bir orta sınıf ailenin kaçınılmaz şekilde yüzleştiği çatışmayı ve şiddeti konu alıyor.
Fragman: https://vimeo.com/album/2504808/video/73148301
My Dog Killer, Mira Fornay, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, 2013, 90’
Genç yönetmen Mira Fornay’in Rotterdam Film Festivali’nde En İyi Film ödülü alan ikinci uzun metrajlı çalışması “My Dog Killer” günümüzde Avrupa’da yükselen ırkçılığı, Neo-Nazi başkarakteri Marek üzerinden anlatıyor. Marek’in kendi önyargılarıyla yüzleşmesi, içinde yaşadığı çevre ile de çatışmasına yol açıyor.
Fragman: https://vimeo.com/album/2504808/video/73201831
Free Fall – Serbest Düşüş, Stephan Lacant, Almanya, 2013, 100’
İyi bir kariyeri olduğuna inanan polis memuru Marc, kız arkadaşı ve doğacak çocuğu ile “mükemmel” bir yaşam hayalleri kurmaktadır. Marc’ın erkek bir meslektaşıyla girdiği ilişki sonrası ilk kez yüzleştiği duygular gelecekle ilgili kurduğu planları altüst eder. Stephan Lacant, benzer konulu filmlerden tanıdık klişelere pek yüz vermeden, hayatına yön vermeye çalışan genç bir adamın öyküsünü perdeye taşıyor.
Fragman: https://vimeo.com/album/2504808/video/73148299
Two Mothers – İki Anne, Anne Zohra Berrached, Almanya, 2013, 75’
Anne Zohra Berrached’in ilk uzun metrajlı filmi “Two Mothers – İki Anne” bebek sahibi olmaya karar veren ancak beklemedikleri güçlüklerle karşılaşan lezbiyen çiftin mücadelesini perdeye taşıyor. Gerçek bir öykü üzerine kurulan senaryosuyla “Two Mothers - İki Anne” aile ve ilişki kavramlarını sorgularken, hem karakterlerin beraberliklerini sorgulayışına hem de toplumsal önyargılara odaklanıyor.