İşte Antalyalı Noel Baba'nın Gerçek Hikayesi!

Haberler18 Aralık 2020
3.8B OKUNMA
Paylaş

Myra Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Nevzat Çevik, yılbaşında evlere bacadan girerek çocuklara armağan dağıttığına inanılan 'Noel Baba'nın, yaşamış, gerçek bir kişi olduğunu belirterek, "Orijinali Antalyalı, Demreli olan St. Nikholaos'tur. Antalya'da doğmuş, büyümüş ve ölmüştür. Mezarı da Antalya'dadır" dedi

Tüm dünya ve Türkiye, corona virüs salgını başta olmak üzere birçok felaketin yaşandığı 2020 yılını geride bırakmaya hazırlanıyor. Her yeni yılda olduğu gibi 2021 için de hemen her ülkede yılbaşı kutlamalarındaki en önemli simgelerin başında 'Noel Baba' geliyor.

1,6 trilyon dolarlık marka değeriyle dünyanın en değerli markası, geyiklerin sürdüğü kızağı ve evlerin bacalarından girip, çocuklara hediyeler dağıttığına inanılan Noel Baba, Antalya'da doğmuş ve yaşamış gerçek bir kişi.

Resmi, Kilise Duvarlarında


Antalya'nın Kaş ilçesindeki Patara'da doğan ve yaşamını da Demre ilçesindeki Myra'da sürdüren Noel Baba'nın (St. Nikholaos) hikayesini, Myra- Antik Kenti Kazı Başkanı, Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Nevzat Çevik anlattı. Prof. Dr. Çevik, Noel Baba Anıt Müzesi duvarlarındaki freskolardaki çizimlerde, gerçek Noel Baba, Aziz Nikholaos'a ait resmin yer aldığını kaydetti.

Noel Baba'nın Gerçek Hikayesi


Noel Baba'nın artık bir dünya markası olarak, herkesin bildiği, her eve giren, yılbaşında bütün insanların ve çocukların buluştuğu bambaşka bir fenomen haline geldiğini söyleyen Prof. Dr. Nevzat Çevik, “Esasında Noel Baba'nın gerçek hikayesini biliyoruz. O hikaye Patara'da başlıyor. Oralı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geliyor. Gençliği ve olgun yaşlarında Myra-Demre'ye geliyor, kilisesi ve ruhban okulunu kuruyor ve orada yaşamını sürdürüyor. İznik konsüllüğü de yapıyor. Myra bir merkez, yönetim kenti oluyor, yoğun Bizans ve Hristiyanlık yerleşimi gören bir yere dönüşüyor" dedi.

Patara'da Doğdu, Myra'da Yaşadı

Aziz Nikholaos'un 270'li yıllarda Patara'da doğduğunu, 342 yılında Myra'da öldüğünü söyleyen Prof. Dr. Çevik, “Öldüğünde Myra'ya gömülüyor, mezarı da Myra'daki kilisesindedir. Bugünkü kilise, o günkü erken kilisenin üzerine yapılmış büyük kilisedir. 6'ncı yüzyılda yine Demre- Karabelli Sion Manastırı'nın kurucusu Sionlu Nikholaos'un hikayesinde de asıl Nikholaos'un hayat hikayesini de öğreniyoruz. Kilisenin duvarlarına yapılan freskolarda da onun hayat hikayesi ve mucizelerinin işlendiğini görüyoruz" dedi.


1500 Yıldır Hac Merkezi

St. Nikholaos'un Myra'da yerleşmiş, orada ekolünü yaymış, konsül olmuş bir kişi olduğunu anlatan Prof. Dr. Çevik, “Hristiyanların cezalandırıldığı dönemde o da cezalandırılıyor, eziyet çekiyorlar. Roma pagan çünkü o sırada. Büyük Konstantin İmparatorluğu sırasında tekrar özgürlüğünü kazanıyor ve İznik Konsülü'nde üye oluyor. Ama 6'ncı yüzyılda Sion Nikholaos'un Myra'daki esas Nikholaos'un mezarını ziyaret etmesi ve Roselia bayramında sinoduların orada toplanmasıyla daha büyük bir uğrak merkezi haline geliyor ve neredeyse 1500 yıldır bir hac merkezine dönüşüyor" diye konuştu.


Mezarı Antalya'da

Myra'nın Ortodoks Hristiyanların hacı olduğu bir merkeze dönüştüğünü kaydeden Prof. Dr. Çevik, bugün de Myra'nın bir hac merkezi olarak inanç turizminde en önemli yeri aldığını söyledi. Bunun nedeninin de bu erken hikayeye bağlı olduğunu belirten Prof. Dr. Çevik, "Hacılar, Aziz Nikholaos'un kilisesi ve mezarını ziyaret ediyor. Demre, her zaman turist ziyaret sayılarında Antalya'da rekor kırıyor. St. Nikholaos, Noel Baba'nın esas temellerini oluşturan bu figür, gerçek bir kişidir, yaşamıştır ve Antalyalıdır. Antalya'da doğmuş, büyümüş ve Antalya'da ölmüştür. Mezarı da Antalya'dadır" dedi.


Çocuklara Armağan Veren Biri

St. Nikholaos'un, yılbaşında Noel meselesine de taşınan, çocukların koruyucusu ve onlara armağan veren biri olduğuna inanıldığını hatırlatan Prof. Dr. Nevzat Çevik, “Bu armağan verici özelliğinden dolayı bugün yılbaşında, anlatılan modern hikayelerde bacadan gelip çocuklara armağanlar dağıtan aziz haline gelmesi, aslında onun o özelliğinden kaynaklanıyor. Başka mucizeleri de var ama Noel Baba olmasının esas nedeni buna bağlıdır. Bugünkü dünyada yaygın olan Noel Baba görüntüsünün hikayesi ise başka" diye konuştu.


İlk Seküler Çizimi 1863'te

Hollandalıların 17'nci yüzyıldan sonra St. Nikholaos'u Amerika'ya taşıdığını belirten Prof. Dr. Çevik, “Hollandalılar kurduğu için eski adı New Amsterdam olan Newyork'a götürüyorlar. Bu şekilde Amerikan kıtasına da taşınmış. Asıl Nikholaos'un bugünkü marketing markası haline gelmesi ve kırmızılı giysiler içinde onu görmeye başlamamızın hikayesi de orada başlıyor. 1929'da büyük ekonomik kriz çıkıyor ve satış yapamayan markalar yol aramaya başlıyor. Aslında Thomas Nast 1863'te ilk karikatür çizimlerini yapıyor, çok dini mesaj vermeyen, biraz daha seküler çizimler" dedi.


Kapitalizmin Yarattığı Bir Marketing 

Prof. Dr. Çevik, bugünkü kırmızı giysili Noel Baba'nın tamamen kapitalizmin yarattığı bir marketing markası olarak kullanıldığını, dünyanın bildiği ve saygı duyduğu Noel Baba figürü kullanılarak reklam yapıldığını kaydetti. Yılbaşında Noel Baba'nın en çok anılan figür olduğunu da söyleyen Prof. Dr. Çevik, “Bütün AVM'lerde, her yerde Noel Baba her şeyi satıyor. Cep telefonu ve bilgisayarları bile Noel Baba satıyor. Artık her sektörde kullanılıyor" diye konuştu.

Kalan Kemikleri Antalya Müzesi'nde


Myra'daki kiliseden çıkartılan ve bugün İtalya ve Antalya'da Aziz Nikholaos'a ait kemikler olarak sergilenen kemiklerin, 'Gerçekten St. Nikholaos'a aittir' demenin yanlış olacağına dikkati çeken Prof. Dr. Çevik, “Çünkü ona ait bir kemiği gerçekten bilsek karşılaştıracağız DNA analizleriyle ama sonuçta kilisedeki en önemli mezar içindeki yatan kişinin St. Nikholaos olması beklenir. O mezar içindekilerin 1087 yılında Bari'ye taşınması nedeniyle St. Nikholaos olduğuna inandık. Bizde de kalan parçaları var, Antalya Müzesi'nde korunuyor ve sergileniyor" dedi.

'Kemiklerin Peşindeyiz'


1087'de Bari'ye kaçırılan kemiklerin iadesi için İtalya'ya resmi yazı gönderildiğini de hatırlatan Prof. Dr. Nevzat Çevik, “Çünkü bir insan nerede gömülmek istiyorsa orada bulunması lazım. Adam, 'Ben Myra'da yaşadım, oralıyım, kilisem- mezarım orada, buraya gömün beni' demiş. Oraya gömmüşler ve sonra bunu alıp, kaçırmak ve ona ait olmayan başka bir ülkeye götürmek ve orada bulundurmak doğru değil. Hümanizme de inanca da her şeye aykırı bir şey. Onun için o kemiklerin geri gelmesini de istemiştim ama bunu verme ihtimalleri elbette yok. Buna izin verileceğini sanmıyorum ama onun peşinde olduğumuzu bilsinler" diye konuştu


3.8B OKUNMA
Paylaş
Antalya’da olan biten tüm etkinliklerden ilk önce sen haberdar ol!