Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü İsmail Üzmez, Covid-19 sürecinde insanların doğa turizmine yöneldiğini söyledi. Doğa turizminin geliştirilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı ile işbirliği yaptıklarını anlatan Üzmez, "Çadır kamp, karavan kamp ve bungalov kamplar kurarak insanları buralara yönlendirmeye çalışıyoruz. Bu yönde altyapı hazırlıklarımız sürüyor" dedi.
Çin'de ortaya çıkan ve tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgını, doğaya olan ilgiyi artırdı. Türkiye'de de vatandaşlar, salgın sonrası kalabalık ortamlardan kaçarak doğaya yöneldi. Vatandaşlar özellikle, hafta sonları şehir merkezinde kalmayarak aileleri ile birlikte doğa gezisine çıkıyor. Aileler kurdukları çadırlarda veya karavanlarda kalarak hafta sonlarını geçiriyor.
DKMP Genel Müdürü Üzmez, DHA'ya yaptığı açıklamada, Türkiye'de turizm alternatifleri arasında doğa turizminin de bulunduğu bildirdi. Pandemi sürecinde doğa turizmine ilginin arttığını ifade eden Üzmez, yabancı turistleri çekmek içinde Kültür ve Turizm Bakanlığı ile işbirliği yaptıklarını aktardı.
'Doğa Turizmine Kayma Var'
Üzmez, "Doğal göl ve göletlerimizde endemik türlerimiz var. Bu doğal güzelliklerimizi, yayalarımızı, ormanlarımızı da 'doğa turizmi' adı altında geliştirmek, bu güzelliklerin dünyaya tanıtılmasını sağlamak bizim görevimiz. Bu doğa turizmini yaparken de Kültür ve Turizm Bakanlığı ile işbirliğimiz devam ediyor. Çadır kamp, karavan kamp olabilir, bungalov kampları olabilir. Artık deniz, güneş turizminden daha çok doğa turizmine doğru bir kayma var. Zaten bu Covid-19 sürecinde de artık insanlar, yoğun bir arada bulunmak istemiyorlar. Doğa turizmine doğru, daha az insanların bulunduğu yerlere doğru bir kayış var. Bu da doğa turizminin gelişmesine bir avantaj sağlayacak" dedi.
'Yaban Hayatın Devamlılığını Sağlıyoruz'
DKMP Genel Müdürlüğü'nün yaban hayatın devamı için çalışmalar yürüttüğüne dikkat çeken Üzmez, "Yaban hayatı geyik, ceylan, yaban keçisi, karaca gibi hayvanlar insanlardan olabildiğince uzak yaşıyor ve yüksek yerlerde yaşıyor. Bu hayvanların insanlardan uzak ve yüksek yerlerde yaşaması beslenme ve sulama sıkıntısını da getiriyor.
Kış aylarında insanların çıkamayacağı, yemin bulunmadığı yerlerde bizim tüm çalışanlarımız paletli araçlarla, ulaşamadığı yerlere de personelimiz sırtlarında yem götürüyor. Biz doğal hayatın devamlılığını da sağlamış oluyoruz. Yazın bu yüksek yerlerde su olmayabiliyor. Biz oralara yalaklar yaparak, arazi araçlarıyla 15-20 günde bir su çıkarıyoruz. Şimdi yeni projemizle dere yataklarının önlerini keserek, göletler yapmak, sondaj vurarak rüzgâr gülleriyle su çıkartmak. Yani sürekli oralarda su bulundurarak yaban hayatını desteklemiş oluyoruz" ifadelerini kullandı.
Antalya’da olan biten tüm etkinliklerden ilk önce sen haberdar ol!
Bizi Takip Edin
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.
Daha fazla bilgi için