Antalya'nın Gazipaşa ilçesi açıklarında dün meydana gelen 5,2'lik depremi değerlendiren bilim insanları, Antalya ve çevresinde yakın zamanda yıkıcı etkiye sahip bir deprem olmayacağı görüşünde birleşti.
Antalya'nın Gazipaşa ilçesi açıklarında dün meydana gelen 5,2'lik depremi değerlendiren bilim insanları, Antalya ve çevresinde yakın zamanda yıkıcı etkiye sahip bir deprem olmayacağı görüşünde birleşti.
Gazipaşa ilçesi açıklarındaki deprem, Antalya merkez ile diğer ilçelerde de hissedildi. Uzmanlar, bölgede kısa süreli paniğe neden olan depremle ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nihat Dipova, Akdeniz'in ortasında Afrika kıtasının Avrasya altına dalması sonucu oluşan bir "dalma-batma" fayı bulunduğunu söyledi.
Bu fay zonunun çok uzun olduğunu ve Antalya Körfezi'nin güneyinde dalmaya başlayan bir parçasının bulunduğunu anlatan Dipova, bu parçanın Antalya hizasına geldiğinde 90 kilometre derinliğe ulaştığını ifade etti.
"Antalya Merkez İçin Büyük Hasar Beklemiyoruz"
Gazipaşa açıklarında dün yaşanan depremin de bu fay üzerinde olduğunu belirten Dipova, "Bu fay üzerindeki depremler hem derinde hem de uzakta (körfezde) gerçekleştiğinden Antalya'da çok hafif hissediyoruz. 5-6 büyüklüğünde depremler olmasına rağmen (bu büyüklükteki depremler hasar yapıcı depremler olmakla birlikte) karaya ve yüzeye ulaştığında sismik dalgalar büyük oranda sönümlenmiş oluyor. Bu nedenle Antalya il merkezi için büyük hasar beklemiyoruz." değerlendirmesini yaptı.
Güney yerleşimlerin depremin kaynağına ne kadar yakınsa hissetme şiddetinin de artacağını aktaran Dipova, batı sınırdaki yerleşimlerin deprem riskinin daha yüksek olduğunu kaydetti.
Dipova, fay hattında daha büyük bir deprem beklenip beklenmediğine ilişkin ise "Bugüne kadar dalma batma fayı üzerinde 6,2 büyüklüğüne kadar depremler kaydedilmiş. Yaptığımız hesaplamalar sonucunda 7 büyüklüğüne kadar depremlerin oluşma olasılığı ortaya çıkıyor ancak sönümlenerek ulaşacağı için bu faydan kaynaklı depremlerin üreteceği maksimum ivmeler dahi, deprem yönetmeliğine uygun inşaatlar yapıldığı sürece sorun yaratmaz." ifadelerini kullandı.
"Hasarlar, Yumuşak Zeminli Bölgelerde Oluyor"
Akdeniz Üniversitesi bünyesinde yaptıkları araştırmaların 2019 deprem haritası ile uyumlu olduğunu belirten Dipova, Türkiye'nin diğer bölgeleri ile karşılaştırıldığında Antalya için orta ölçekte bir tehlikeden söz edilebileceğini kaydetti.
Batı kesimlerde ise tehlikenin daha büyük olduğuna işaret eden Dipova, "Zemin faktörü çok önemli. Deprem haritasında verilen ivmeler sağlam zemin (kaya) içindir. Yumuşak zeminler için ilave bir hesap yaparak yer ivmesinin ne kadar yükseleceği (zemin büyütmesi) belirlenmelidir. İzmir Bayraklı'da kayada ve zeminde ölçülen ivmeler arasında 2,5 kat fark çıktı. Hasarlar, yumuşak zeminli bölgelerde oldu." diye konuştu.
Dipova, 2019 deprem yönetmeliğinin oldukça gelişmiş ve kullanışlı bir yönetmelik olduğunun altını çizdi. Yeni imara açılacak bölgelerde zemin özellikleri de dikkate alınarak nüfus yoğunluklarının ayarlanması gerektiğini söyleyen Dipova, şunları söyledi:
"Yapılar yönetmeliğe göre projelendirilip, inşa edildiği sürece ve gerektiği gibi denetleme yapıldığında hasar görmeyebiliriz. ABD Kaliforniya ve Japonya'nın tamamı bizden daha fazla deprem tehlikesine sahip olmasına rağmen depremleri can kaybı olmadan ve düşük hasarlarla atlatılıyorlar. Bizim yaşadığımız sorun aslında kolektif bir sorun. İmar ve yapılaşma süreçlerinin neredeyse tümünden kaynaklanan eksiklikler birleşiyor ve istenmeyen sonuçlar ortaya çıkıyor."
"Bu Kadar Derinlikte Olan Bir Depremin Yıkıcı Olmasını Beklemiyoruz"
Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mustafa Gürhan Yalçın da depremin şiddeti yüksek olduğu için geniş bir alanda hissedildiğini bildirdi.
Yüzeye yakın depremlerin etkisinin yüksek olduğunu dile getiren Yalçın, "Kıbrıs'tan Isparta'ya doğru uzanan çizgisel bir fay hattımız var. Depremin meydana geldiği yer burası. Antalya'da bundan daha şiddetli bir deprem beklemiyoruz. Bu fay hattının etrafında olan depremler. Yer yer biz bunu hissediyoruz. Depremin süresi de çok önemli. Bunun etki süresi 10-15 saniye kadardı. Bu kadar derinlikte olan bir depremin yıkıcı olmasını beklemiyoruz. Korkulacak bir durum da değil, devam eden bir artçı yok. Şu an bir sıkıntımızın olduğunu düşünmüyorum." diye konuştu.
Yalçın, Antalya'nın deprem riski bakımından Anadolu'nun en güvenilir yerlerinden olduğuna dikkati çekti.
Fayların enerjilerini boşaltmasının önemine değinen Yalçın, "Bu deprem sürpriz oldu, beklenen türden bir deprem değil. Son yüzyıl içerisinde özellikle 2020'de bütün kırık hatlarımızda bir hareketlenme oldu. Bunlar yıllarını doldurdukları zaman hareket ederler. Etmelerinde de fayda var. Ani kırılmalarındansa böyle küçük şiddetli depremlerle kendi enerjilerini boşaltmaları bölge için çok büyük avantaj." ifadelerini kullandı.
"Antalya'da Büyük Deprem Beklenen Durum Değil"
Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şakir Şahin de depremin Isparta ve Kıbrıs yayına doğru ilerleyen "Aksu bindirmesi" olarak tanımadıkları kolda meydana geldiğini söyledi.
Bu depremlerin Antalya Körfezi'nde sıklıkla olduğuna dikkati çeken Şahin, "Aksu bindirmesi olarak tabir ettiğimiz bu tektonik kuşak üzerinde çok büyük depremler oluşmaz. Tarihsel olarak bakıldığında da 6 büyüklüğüne kadar olan depremler meydana gelmiştir. Antalya Körfezi'nde bu ve bu nitelikteki depremlerin olmasını öngörmekteyim. Tabii büyük depremlerin gelecekte Antalya Körfezi'nde olması beklenen bir durum değil." değerlendirmesini yaptı.
Kaynak: AA