Termessos, Toros Dağları’nın sarp kayalıkları üzerine kurulduğu için tarihte fethedilemeyen şehirlerden biri olarak bilinir. Bu özelliği sayesinde Büyük İskender’in bile ele geçiremediği nadir şehirlerden biridir.
Antalya’nın kuzeybatısında, Toros Dağları’nın eteklerinde yükselen Termessos Antik Kenti, doğa ve tarihin iç içe geçtiği eşsiz bir yer. Deniz seviyesinden 1000 metre yüksekte yer alan kent, hem savunma açısından stratejik bir konumdaydı hem de tarihi zenginlikleriyle büyüleyici bir atmosfere sahip.
Termessos, Toros Dağları’nın sarp kayalıkları üzerine kurulduğu için tarihte fethedilemeyen şehirlerden biri olarak bilinir. Bu özelliği sayesinde Büyük İskender’in bile ele geçiremediği nadir şehirlerden biridir.
Şehir, Pisidya bölgesine ait olsa da Likya ve Roma dönemlerinin de etkilerini taşır. Çeşitli kültürlerin mimari özelliklerini görmek mümkündür.
Antik kentin tiyatrosu, 5000 kişilik kapasitesi ve muhteşem dağ manzarasıyla öne çıkar. Tiyatronun bulunduğu yer, hem sanatsal hem de doğal bir şölen sunar.
Şehirdeki agora, sosyal ve ticari hayatın merkeziydi. Günümüzde, bu meydanda dönemin kalıntılarını inceleyerek antik yaşamı hayal etmek mümkündür.
Termessos, sağlam surları ve kente ulaşan taş döşeli yollarıyla ünlüdür. Kral Yolu olarak bilinen bu yollar, şehri daha da etkileyici kılar.
Şehirde, farklı mimarilerle inşa edilmiş birçok kaya mezarı ve lahit bulunur. Bu mezarlar, dönemin inançlarını ve zenginliğini gözler önüne serer.
Termessos, bir milli park içinde yer aldığı için sadece tarihi değil, aynı zamanda doğal güzellikleriyle de ziyaretçileri büyüler. Şehir, Torosların özgün bitki örtüsü ve yabani hayvanlarıyla dikkat çeker.