Festivallerin Geleceği Konuşuldu

Haberler16 Ekim 2014

Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Saraybosna, Venedik ve Cannes film festivallerinden temsilcilerin katılımıyla düzenlenen panelde, her yönetmen ve yapımcının filmini Cannes Film Festivali'nde görmek istemesinin, bir filmin yaşama süresini kısalttığı belirtildi.

51'inci Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde bu yıl ilki denenen Türkiye'nin de içinde bulunduğu coğrafyada ortak yapım olanaklarını geliştirmek amacıyla kurulan 'Antalya Film Forum' kapsamında 'Festivallerin Geleceği' başlıklı panel düzenlendi. Hotel Su'da düzenlenen panel, Antalya Film Forum Koordinatörü Yamaç Okur moderatörlüğünde Venedik Film Festivali'nden Paolo Bertolin, Saraybosna Film Festivali'nden Elma Tataragic ve Cannes Film Festivali Eleştirmenler Haftası'ndan Remi Bonhomme'nin konuşmacı olarak katılımıyla gerçekleşti.

Tataragic, Saraybosna Film Festivali'nin kapsadığı bölgede sinemanın 15 yıl öncesine göre kalite açısından çok büyük değişim geçirdiğini söyledi. Filmlerin çok çok iyi olduğunu kaydeden Tataragic, “Bütün bu ülkeler çok büyük kriz içindeydi. Dönemi çok fazla değişmiyordu. Romanya sinemasını duymuyorduk bile. Bölgeden Bosna, Türkiye ve Yunanistan'dan gelen çok iyi filmler var. 15 yıl dinamik geçti" diye konuştu. Tataragic, yeni yetenekler, yeni gençlerin geldiğini, bu süreçte Saraybosna Film Festivali'nin ulusal sinema için platform olarak sürece yardımcı olduklarını kaydetti. Tataragic, festivalin geldiği noktada amaçlarının yapımcıların ağ kurması ve kendi ortaklarını kendileri bulmasını sağlamak olduğunu kaydetti.

Paolo Bertolin ise festivallerin geleceğiyle ilgili düşünülmesi gereken noktanın filmlerin festival gösterimlerinin ardından dağıtıma girme süreci olduğunu söyledi. Bertolin, “Filmlerin festivallere nasıl geleceğini, nasıl gösterime gireceğini düşünmemiz gerekiyor. Sanat evi piyasası özellikle kıta Avrupası'nda kaybolduğu için ve yabancı dil piyasası da daraldığı için filmlerin gösterimle yaşamlarının başladığı ve bittiği yerlere bakmak gerekiyor" diye konuştu. Paolo Bertolin, bu noktada festivallerin yapımcılara bir diyaloğa girmesi ve bir şekilde film yapımcılığının desteklenmesi gerektiğini söyledi.

Paolo Bertolin, festivallerin yaşadığı bir diğer sıkıntıyı ise “Herkes Cannes'a girmek istiyor. Alman filmlerinin önce Cannes'a sunmak için Berlin'e gitmediklerini biliyorum" sözleriyle ifade etti. Bunu bir problem olarak ortaya koyan Bertolin, “Ama Cannes'a bir bakın, yarışma için 20 film, belki yarışma dışı da 20 tane seçiyor. Belgeselle birlikte 60 film belki. Sadece Kanada'dan Cannes için hazır olan 40 film var. Kapasitenin yarıdan fazlasını dolduracak bir film listesi" diye konuştu.

Bertolin, filmlerin afişinde Cannes, Berlin, Toronto film festivallerinin logolarının yer almasının getirisi konusunun da ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Gerçekten çalışıyor mu, bunu kendime soruyorum ama cevabını bilmiyorum. Bazı filmler daha küçük festivallerde daha ilgi çekici prömiyerler yapabilir" dedi.

Cannes'dan Remi Bonhomme de festivalin final nokta olarak değil, başlangıç olarak görülmesi gerektiğini belirterek, “Cannes damgasını taşımak o kadar önemli değil" dedi.