Rahim Ağzı Kanseri İle İlgili Bilinmesi Gerekenler

Galeri09 Ocak 2020

Antalya Yaşam Hastanesi Kadın Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Tülay Özlü, Rahim Ağzı Kanseri (Serviks) hakkında bilgilendiriyor. 

Kadınlarda rahimin vajene açıldığı yer olan rahim ağzı (serviks) denilen bölgede gelişen kötü huylu bir hastalıktır. Bu hastalık rahim ağzında önce yüzeysel olarak gelişen displazi ya da servikal intraepitelyal neoplazi (CIN) olarak adlandırılan bazı hücre değişiklikleri şeklinde başlar. Hastalığın bu aşamadan kansere dönüşmesi yıllar içerisinde gelişir.  Kanser oluştuktan sonra anormal hücreler daha derin dokulara ve başka organlara yayılmaya başlar.  

 

Kaynak: www.yasamhastaneleri.com 

 Rahim Ağzı Kanserinin Nedenleri Nelerdir?  

Bu kanserin esas nedeni Human papilloma virüsü (HPV) adında cinsel yolla bulaşan bir virüstür. HPV‘nin pek çok çeşidi vardır. Bazı “yüksek riskli” HPV çeşitleri anüs, rahim ağzı, vajen, dış genital bölge ve penis kanserlerine yol açarken bazı çeşitleri de genital siğillere yol açar.  Bu durum, kendisine HPV bulaşan herkesin kanser olacağı anlamına gelmez, HPV enfeksiyonu genç yaş grubunda oldukça sık görülen bir enfeksiyondur ve genelde herhangi bir belirti vermez. Pek çok bireyde bağışıklık sistemi virüsü belli bir süre sonra vücuttan temizleyebilmektedir. Fakat bazı bireylerde enfeksiyon vücuttan temizlenemez. Kanser için esas risk teşkil eden yüksek riskli HPV tipleri ile uzun süreli enfeksiyon varlığıdır.

 HPV’den Korunmak Mümkün Müdür?    

HPV’nin kansere, kanser öncüsü lezyonlara ve genital siğillere en sık yol açan tiplerine karşı bağışıklık sağlayan bir aşı mevcuttur.  Aşı 9-26 yaş arasında yapılabilmektedir, ideal aşılanma yaşı 11-12 yaştır. Ekim  2018’ te Amerika İlaç ve Gıda Dairesi (FDA), bu aşının 27-45 yaş arasındaki bireylere yapılması için de onay vermiştir. Bu aşılar sayesinde rahim ağzı kanser sıklığı önemli ölçüde azalmaya başlamıştır.

 Kimlerde Daha Sık Görülür?  

En önemli risk faktörü kişide rahim ağzında “yüksek riskli HPV tipleri” ile enfeksiyon bulunmasıdır. Birden fazla cinsel partneri olanlar, erkek partnerinin birden fazla partneri olanlar, cinsel aktiviteye 18 yaşından önce başlayanlar HPV enfeksiyonuna sahip olma ihtimali daha yüksek olan kişilerdir.  Ayrıca bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıklar (örneğin AIDS), sigara, ailede rahim ağzı kanseri öyküsü, çeşitli cinsel yolla bulaşan hastalıklar (örneğin klamidya) önceden rahim ağzı, vajen ya da dış genitalde displazi öyküsü rahim ağzı kanseri için diğer risk faktörleridir.  

 Rahim Ağzı Kanseri İçin Bir Tarama Testi Var Mıdır?  

“PAP smear testi” rahim ağzı kanseri taraması için yapılan çok basit, ucuz ve kolaylıkla ulaşılabilen bir testtir. Rahim ağzı kanser taraması ile ilgili en son tıbbi kılavuzlar, bu testin istisnai durumlar dışında 21 ile 65 yaş arası bireylerde her 3 yılda bir yapılmasını önermektedir. Ayrıca, kişide yüksek riskli HPV bulunup bulunmadığını değerlendirebilen bir “HPV testi” mevcuttur. Bu test de bazı kadınlarda rahim ağzı kanseri taramasında ve smear sonucunda anormal hücreye rastlanan bazı hastaların takibinde kullanılabilmektedir.  

Belirtileri Nelerdir?    

Rahim ağzı kanseri erken dönemde hiçbir belirti vermez. Sadece düzenli smear testleri sayesinde çok erken dönemde tespit edilebilir.  Kanser geliştikten sonra ilişki sonrası kanama, adet dışı kanama, menapoz sonrası kanama, pembe kanlı sulu akıntı,  daha ileri evrede yan ağrısı, sırt ağrısı, kasık ağrısı, bacaklarda şişlik, kilo kaybı vb. pek çok şikayet gelişir.

Önlemek Mümkün Müdür?    

Rahim ağzı kanseri önlenebilir bir hastalıktır. Rahim ağzı kanseri genellikle düzenli olarak smear yaptırmayan, ya da anormal smear sonrası kontrollerine devam etmeyen hastalarda görülür. Rahim ağzında ilk hücre değişiklikleri olmaya başladıktan sonra bunun kansere dönüşmesi yıllar sonra olabilir, çok yavaş gelişen bir kanser olduğu için düzenli smear takiplerini yaptıran kadınlar erken hücre değişikliklerinin başladığı dönemde kolaylıkla tespit edilebilir, olay henüz displazi aşamasındayken, yani kanser oluşmadan fark edilebilir.  Bu aşamada tedavisi çok kolay ve sorunsuzdur ve erken hücre değişikliklerinin tedavisi ile kanser oluşumu engellenebilir. Yine kanserin de çok erken evrelerinde tanı konulan vakalarda tedavi başarısı yüksektir. Kanser oluştuktan sonra tanı konulan vakalarda hastalığın evresi arttıkça tedavisi daha zor bir hale gelir.

Antalya’da olan biten tüm etkinliklerden ilk önce sen haberdar ol!