2 bin yıl önce, Bergama Kralı II. Attolos, askerlerine emir verir: ‘Gidin ve bana yeryüzünün cennetini bulun!’ Bergamalı askerler aylar, yıllar boyu dolaşır ve nihayet Toros Dağları’nın eteklerinden inmeye başladıklarında Antalya’yı görürler. Yeryüzünün cenneti, ayaklarının altındadır! Buraya, Attaleia adını verirler ve Antalya’nın temelleri atılır... Bergamalılarla birlikte yaşamın başladığı kentin ismi; Attaleia, Stelai, Satalya, Adalya ve nihayet Antalya adını alır. İsmi değişse bile değişmeyen tek şey göz kamaştırıcı güzelliğidir.
Şehrin göz kamaştırıcı yerlerinden biri Kaleiçi tarihi dokusu, mimarisi, müzeleri Antalya’ya her geleni kedine hayran bırakıyor. Kaleiçi’ni gezerken tarihi hakkında bilmeniz gereken 7 bilgiyi sizler için derledik.
1-Kaleiçi Tarihi
Helenistik dönemde, Bergamalıların getirildiği yaşam, önce Kaleiçi’nde başladı. Antalya, Bergama Kralı’nın vasiyeti ile Romalıların eline geçti ve kent; sırasıyla Bizanslılar, Hristiyanlar, Araplar, Müslümanlar, Selçuklular ve Osmanlılar tarafından yönetildi. İki sur ile çevrili Kaleiçi’nde gezerken daracık sokaklarında bu medeniyetlerin izlerini bulacaksınız.
2-Hadrianus Kapısı (Üç Kapılar)
Roma imparatoru Hadrian’a adanan bu yapı M.S. 139 yılında yapılmıştır. Yapıda yuvarlak kemerli 3 adet kapı açıklığı bulunur. Sütunları hariç tamamı beyaz mermerden yapılmış olup, muhteşem oyma ve kabartmalarla süslenmiştir. Kapının her iki yanında 2 adet kule bulunmaktadır. Güney kısmında kalan Julia Sancta Kulesi Hadrian döneminden kalmış Kuzeydeki kulenin ise alt kısmı antik çağdan kalma olup üst kısımları Selçuklular döneminde inşa edilmiştir. Dört ayak üzerinde yükselen üç gözlü girişi ve sütunlarla süslü çift cepheli mimarisi ile Roma Şeref Tak'ı görünümündedir. Tak'ın üzerinde muhtemelen imparator ve ailelerinin heykelleri yer almaktaydı. Ancak bunlardan günümüze ulaşan olmamıştır. Pamfilya Bölgesinin en güzel kapılarından biri olan Hadrianus kapısı döneminin önemli mimari öğeleri ile o dönem bu bölgede tüm medeniyetlerin izlerini taşıyor. Kaleiçi ve modern Antalya’yı birleştiren bir kapı.
3-Kesik Minare - Korkut Cami
Romalılar tarafından inşa edilen ilk dönemde kilise olarak kullanılsa da II. Beyazıt’ın oğlu Sultan Korkut tarafından camiye çevrilmiştir. Minaresinin ağaç kısmı 19. y.y'da çıkan yangın sonucunda yanmış ve günümüzdeki adını almıştır. Antalya’da Türklere ait ilk camiidir.
Günümüzde ibadete kapalı olan camiinin restorasyon çalışmaları devam etmektedir.
4-Hıdırlık Kulesi
Yapılış tarihi kesin olarak bilinmese de Helenistik dönemde yapıldığı tahmin edilmektedir. Kare plan yapıldığı daha sonra yuvarlak hale dönüştürüldüğü sanılmaktadır. Kulenin üst kısımlarında Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait onarım izleri görülmektedir.
5-Kaleiçi Evleri
19. y.y Kaleiçi evlerinin en belirgin özelliği, evin girişinin yanında bulunan merdivenli ve divanlı avludur. Evlerin çoğunun zemini ‘Rodos işi’ denilen siyah beyaz geometrik veya figüratif desenli çakıl mozaiklerle döşelidir.
6-Yat Limanı
Antalya Kaleiçi’nde, Attleis Antik Kenti kuruluşundan önce Yat Limanı'nda Korykos adı ile bilinen bir korsan limanı olduğu antik kaynaklardan bilinmektedir. ”Kaya Kovuğu” anlamında gelen Korykos, falezlerin hem doğal yapısı hem de sığınma limanı oluşu bakımından önem taşımaktadır.
7-Yivli Minare ve Mevlevihane
Bizans kilisesiyken, 13. y.y camiye çevrilen Yivli Minare, Antalya kentinin neredeyse sembolü haline gelmiştir. Taş, tuğla ve Horasan harcıyla inşa edilen minarenin içinde 90 basamaklı bir merdiven yükselir. Selçuklu dönemine ait ilk İslami eserlerden sayılır.
Mevlevihane Yivli minare külliyesi içerisinde yer alır. İlk yapılışı 13.y.y.da Selçuklar dönemine dayanıyor 18.y.y.da Tekelli Mehmet Paşa tarafından Mevlevihaneye dönüştürüldüğü bilinmektedir. Günümüzde bina Devlet Güzel Sanatlar galerisi olarak hizmet vermektedir.
Antalya’da olan biten tüm etkinliklerden ilk önce sen haberdar ol!
Bizi Takip Edin
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.
Daha fazla bilgi için